Ukrayna-Rusya Savaşında savaşı canlı olarak detaylı sarsıcı hadiselerle TikTok ve Telegram direkt olarak avuçlarımızın içerisindeki ekranlara taşıdı, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelensky’nin Batı’daki desteğinin yükselmesinin bir sebebi oldu. Hatta batı basını Zelensky için “Breakout” yani haberlerin yıldızı gibi ifadeler kullanıyor.
Diğer yandan 15 seneye yakın vakittir kripto parayı görmezden gelen batılı idareler ve finans kurumları ise ilk kez gözlerini dikip, “acilen bu kısmı düzenlememiz lazım” demeye başladılar. Önce AB’nin 1 sene içerisinde bu kısmı düzenleyeceğini duyduk, ardından Joe Biden Amerikan devlet kurumlarının bu alan üzerine acilen çalışmalarını istedi.
Sosyal Medyanın Savaşlardaki Rolü
Sosyal medya esasen bir müddetdir savaşları değiştiriyor; eylem planlamak, haber ve propaganda yaymak ve tam tersine hükümetler-güvenlik güçleri amacıyla istihbarat toplamak yönünden mühim vasıtalar durumuna geldi.
Mesela IŞID’ın, Bako-Haram gibi örgütlerin savaşçılarını sosyal medya propagandaları ile topladıkları çokça tartışılan bir husus oldu. Ukrayna-Rusya harpı esnasında da hem fiziksel, hatta siber alanda gönüllü – yabancı savaşçıların sosyal medyada teşkilatlandıkları görüldü.
Bu arada hatırlatalım, bunun tersi de var. 2010’ların başındaki Arap Baharı tekrar sosyal medya üstünden teşkilatlatlanmıştı. O vakitlerde sosyal medyanın “özgürlük teknolojisi” olacağı fikri vardı. Fakat Arap Baharı, Arap Kışı’na döndüğünde görüldü ki, bir takım insanı protesto amacıyla teşkilatlamayı basitleştiriyor, ancak bunun yanı sıra hükümetlerin bu insanları takip etmesini de sağlıyor.
Ukrayna-Rusya savaşında ise hükümetlerin değişik bir kullanım tipini gördük. Beyaz Saray, 10 milyondan çok takipçisi olan 18 yaşındaki Ellie Zeiler gibi TikTok influencerına Ukrayna harpı ile ilgili özel bir brifing verdi. Kendi izleyicileri için mühim haber ve bilgi kaynakları olan genç influncerların mesajlarını biçimlendirmeyi planladı.
TikTok ve Telegram diğer platformların önünde
Bu savaşta, Telegram ve TikTok gibi daha yeni platformlar, Facebook ve Twitter gibi daha iyi tanınan birtakım platformların önüne geçti. Mesela, Facebook’taki Ukraynalı kümeler, Rus işgalinden derhal evvelce Facebook’un tehlikeye girebileceğini düşündükleri amacıyla etkileşim amacıyla diğer kanalları oluşturmaya başladılar. Telegram Ukraynalılar arasında, bilgi alabilmek ve haber paylaşmak amacıyla oldukça mühim bir alan oldu.
Ancak Telegram’ın her 2 doğrultu amacıyla propaganda ve hatalı bilgilendirme için sıcak bir bölge haline geldiği ve düzmece videolar gibi yeni taktiklerin meydana çıktığı kaydediliyor.
Sosyal medya, Ukraynalılara Kanada, Amerika Birleşik Devletleri ya da Avrupa’daki diaspora topluluklarıyla daha basit etkileşim kurma imkanı sağladı. Zelensky’nin ise direnişi ve hayat ispatını göstermesini gerçekleştiren videolar yayınlaması ve Avrupalı önderler üstünde baskı oluşturmasına imkan verdi.
Bu videolar mağdur halde olan Ukrayna için müthiş bir propagandaya döndü. Yabancı ve gönüllü savaşçıların teşkilatlanmasına de sebep oldu. Bunların haricinde savaş alanındaki başarıları ve Ruslar tarafından işlendiğini kayıt ettikleri vahşet görüntülerini yayabildiler.
Kripto paralar, haklarında birçok komplo kuramı üretilse de, gerçekte sistemi yıkmak amacıyla yani dünyanın yüzde 90’ını yoksulluğa doğru itmekte olan kurulu finans düzenine bir reaksiyon olarak doğdu. Bu amaçla da, finans otoriteleri ve hükümetler böyle paraları görmezden geldiler. Zaman zaman ise saldırı gerçekleştirdikleri (botnetlerle Bitcoin’in fiyatını şişirip, sonra çöktürmek gibi) öngörüldü ancak resmi olarak kabul edilmediler.
Rusya’nın 643 milyar $ parasal değerinde rezervi de SWIFT ve yaptırımlar ile işe yaramaz duruma geldi. Ama Rusya yaptırımlara hazırlıklıydı. yaptırımlara karşın ticaretini dayanıklı hale getirmek ve kendi ortamında ekonomik krize neden olmamak amacıyla 200 milyar $ değerindeki rezervini kripto para varlıklarına çevirdi.
Ukrayna ise hem hükümetin hatta sivil toplumun çabası ile kripto para bağışı istedi. 20 milyon $’a yakın para toplamayı başardı. Bu miktarın daha da artması bekleniyor.
Olayın bir de, kişisel veya oligark yönü var. Yani yaptırıma uğrayan oligarklar veya paralarını ülkelerinden dışarı çıkarmaya çalışan Ruslar ve Ukraynalıların da kripto paraya çevirdiği raporlanıyor. Fakat bunun ile alakalı kesin bir rakam bilinmiyor.
Kripto para işlemleri gizlenebilir. Bütün prosedürler blok zinciri adı verdiği bir dijital deftere kaydedilmesine karşın, bilgiler kripto cüzdan adreslerine, bir şahısa bağlı olması gerekirken bir dizi harf ve sayıya bağlıdır. Kullanıcılar, işlemlerin izlenmesini zorlaştırabilir, hatta bunun için çok sayıda cüzdan açabilir ve çoğu cüzdanları arasında kripto para birimi gönderebilir. Geçmişte çalıntı kripto para aklama ile suçlanan bir şahsın 2.000 kadar cüzdan açtığı görülmüştü. Fakat bu paraların kullanılması için hala kripto para borsalarının izin vermesi lazım olur.
Hem de bir dizi dijital cüzdan ve borsa vasıtasıyla büyük oranlarda para aklamak pahalı, vakit alıcı ve yaptırımlarda adı geride bıraktığımız kişilerin ve kurumların devasa yatırım portföyleri göz önüne alındığında, daha geniş kripto sektöründe büyük ihtimalle görülebilir.
Siber Saldırılar arttı
Siber saldırıları başından beri izliyoruz. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarının en mühimi 2015 yılındaki elektrik kesintisi oldu. 700 bin bireyi elektriksiz bırakan hücum BlackEnergy adlı truva atı ile yapılmıştı. 13 nisanda Rusya’nın GRU askeri istihbarat örgütünün siber saldırısı 2 milyon bireyin yaşadığı bir kısmın elektriksiz kaldığı raporlandı. Alanın adı verilmedi.
Siber saldırının en mühimlerinden birisi kritik altyapılara yapılacak saldırıdır. Şimdilik böyle saldırılar çok yapılmıyor. Ama ABD’deki New York su sistemine İranlıların saldırdığı gibi haberleri de duyduk. Bu bölümdeki yaşamı felce uğratacak olan, su, elektrik, ısınma, haberleşme gibi kritik altyapılara yapılacak olan saldırıları kapsıyor.
Sözün özü; Kripto paralar ve sosyal medya son dönemde savaşın kalbine oturmuş durumda. Gelecekte de bir çok konuda bu ikiliyi ön planda görebiliriz.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Sansür Dergi’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.