Siyasi partilerin kapatılması, iktidarların, sahip oldukları rejimin niteliğinden bağımsız olarak kendini korumak için ürettiği önemli araçlardan biridir. Rejimin doğası tehdidin ne olduğunu ve kimin için tehdit olduğunu belirler; bu nedenle, hangi tür partinin feshedilmesi gerektiğini de belirler. Demokratik bir devlette korunması gereken değerler vardır: Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları. Bu değerlerden herhangi birinde tehdit ortaya çıkarsa kapatılma gündeme gelir. AKP rejiminde ise kapatmanın amacı, kullanılan ifadeler, gerekçeler, dayanaklardır.
Otoriterliğin Aracı
2017 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin, doğrudan ve dolaylı bir şekilde tek kişinin elinde toplanması. Kısacası Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal düzeninin “demokratik hukuk devleti” olmaktan çıkarılması, otoriter/totaliter bir devlet yapısına bürünmesine sebep oldu.
İktidar bileşenlerinden MHP Lideri, HDP’nin bir daha açılmamak üzere kapatılması gereğini ve Yargıtay’ın kapatma davası için harekete geçmesini talep etmişti. Kısa süre sonra Yargıtay soruşturma açtı. İki ay sonra da HDP’nin kapatılmasını talep eden iddianame Anayasa Mahkemesi’ne sunuldu.
Bu gelişmenin Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşmesiyle aynı güne denk gelmesi de ayrı bir değerlendirme konusu. Gergerlioğlu’nun “orijin olarak” bugünün muktedirlerinin mahallesinden olması ve vicdanı tırmalayıcı konulara değinmesinin yarattığı rahatsızlık çok derin.
2015 Haziran Seçimleri
Hiçbir şey olmadıysa da mutlaka bir şeyler olmuştur. Her şey 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP’nin çoğunluğunu kaybetmesinin ardından başladı. AKP yönetimi, CHP ile koalisyona sıcak bakarken, yön değiştiren Erdoğan, CHP liderinin hükümet kurmasını engellemek için 45 günlük süreyi hükümeti kurma çalışmalarını imkansızlaştıracak şekilde kullandırıp ardından parlamentoyu feshetmesi sonun başlangıcı oldu.
Hızlı güvenlik politikalarına dönüş, daha önce ayaklar altına alınmış, çamura bulanmış milliyetçilik paradigmasının öpülüp başlara taç edilmesi. Darbe sürecinin sağladığı fırsatlar, OHAL KHK’ları, kamuda tasfiyeler, ekonomide olağanüstü yönetim ve kamusal kaynakların yağmalanması ve nihayetinde olağanüstü hal devam ederken referanduma gidilmesi. Hepsi planlı bir şekilde gitti ve en sonunda Erdoğan istediğine ulaşıp iktidarını tek elde topladı…
Sadece bu seçimlerden sonra olan olaylar için bile 3 ciltlik kitap yazılır. Bir kişi veya bir grup insan neden tüm gücün kontrolünü ele geçirme, tüm kararlar hakkında bilgi sahibi olma ve onları kontrol etme riskini alır. Bu uğurda toplumu düşmanlaştırmayı, kimlikler üzerinden siyaset yapması neden…
İktidarın Unuttuğu Bir Şey Var
Kapatma davasında belki de en az hasarı alacak siyasi hareket HDP olacaktır. Kapatma davasının sonucunda ne milletvekilleri hakkında bir yaptırım uygulanabilecek ne de partinin malvarlığına dokunulabilecektir. Aksine partisi kapatılmış bir siyasi hareketin mağduriyetinden kaynaklı ivme ile daha yüksek oy oranlı bir partiyle yoluna devam edecektir.
HDP’nin elinde çok önemli bir koz var. 109. Madde. Siyasi Partiler Kanunu’nun 109. maddesi hükümlerince HDP Büyük Kongresi’ni toplayıp kendiliğinden kapanma kararı alabilir. Böylece AYM önündeki dava düşeceği için kapatılmanın olası sonuçlarından da kurtulur.
Örneğin; kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dâhil üyelerine beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamama yasağından kaçınmış olurlar. Keza parti mallarının devlet hazinesine geçmesi yaptırımından da kaçınmış olurlar. Bunun örneği de hepinizin bildiği gibi, Demokratik Halk Partisi
Aynı yolu HDP’nin de takip edeceğini söylemek için kâhin olmaya gerek yoktur. Bu olasılık, Kürt siyasi hareketine ait partilerin birçok kapatmadan sonra hızla yedekte tuttukları partiye geçiş yaptıkları düşünüldüğünde bu ihtimal daha da kuvvetlenmektedir. Cumhur İttifakı’nın bir partinin seçime katılabilmesi için alternatif koşullardan biri olan mecliste grubu bulunma şartını kanundan kaldırmak istemesinin arka planında yatan sebeplerden biri de budur.