HALKÇILIK GİTTİ ŞİRKETÇİLİK GELDİ

HALKÇILIK GİTTİ ŞİRKETÇİLİK GELDİ

Ulusal kanalların hemen hemen hepsinde 7/24 dönen kumar reklamları ve halkını kumara yönlendiren bir devlet yapısı Devletin sosyal devlet ilkesinden çıkıp, halkını sömüren büyük holdinglerin haklarını korumayı görev edinmesi, tüm Dünyada olduğu gibi Türkiye’nin de şirket devlet politikasını benimsediğini gösteriyor.

Toplumsal tabakalaşma yani toplumu sınıflara ayırma, geçmişten günümüze hiç değişmeden varlığını devam ettirmiştir. Sosyologlar bunu üst tabaka, orta tabaka ve alt tabaka olarak üçe ayırıyorlar. Adını sık sık duyduğumuz toplumu sınıflara ayıran piramit karşımıza çıkıyor. Statü, servet, güç, yaşama biçimi gibi ölçütlerden
yararlanılarak, insanların kategorize edildiği meşhur piramit şekillendiriliyor. Gelişmiş ülkelerde nüfusun büyük bir kısmı orta tabakayı oluştururken, gelişmemiş ülkelerde çoğunluk alt tabakayı oluşturuyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise orta ve alt tabakadaki yoğunluk zaman zaman değişiklik göstermesine rağmen, nüfusun büyük çoğunluğu alt tabaka yani dar gelirli insanlardan oluşuyor.

thumbnail
Önerilen Yazı
Doğamıza Aykırı Yaşıyoruz

Vergi Adaletsizliği

Devlet, vergilerin %80’nini orta ve dar gelirli sınıftan toplarken, yalnızca %20 sini yüksek geliri olan üst tabakadan tahsis ediyor. Yüksek gelire sahip üst tabakanın ekonomi ve siyaset üzerindeki nüfuzları sebebi ile bu kesimden alınan vergiler, çıkarılan yasalar ile sık sık vergi affına uğrayarak bu maliyette orta ve dar gelirli bireylerin omzuna yükleniyor.

Toplumun %80’nini oluşturan orta ve dar gelirli sınıfa, gerek ulusal medya kanalları gerekse sosyal medya aracılığı ile sunulan dizi ve filmlerle, halkın geliri ile uyuşmayan yaşam tarzları empoze ediliyor. Bu durum genç nüfusu, kendilerine gösterilen şatafatlı yaşam tarzlarına ulaşmak için kolay para kazanma yolları aramaya yönlendiriyor. İşte kumar tamda burada devreye giriyor.

Türkiye’de Kumarhanelerin Tarihi

Türkiye’de uzun yıllar kumarhaneler yasaktı. Muhafazakâr kimliği ile ön plana çıkan Turgut Özal, ülkede kumarhanelerin yasallaşmasının önünü açtı. Özal’ın  ‘’Kumarın artması, zenginlik işaretidir.’’ demeci dönemin gazetelerinde sürmanşet olarak verildi. Dini duyguları sömürerek halktan oy toplayan bir kişinin iktidara geldikten sonra verdiği demeç işte tam olarak böyleydi. 80’li ve 90’lı yıllarda ülke genelinde hızla yayılan kumarhanelerin popülerliği tavan yaptı. Kumara alışan birçok insanın yuvası dağıldı, borç batağına sürüklenen insanlar çözümü intiharda buldu. Kumar mafyalarının birbirleri ile olan rant kavgaları, 90’lı yıllarda Türkiye’de sık sık gündem
oldu. Günümüzde iktidara yakın medya kanalları tarafından din düşmanı, vatan haini gibi sıfatlarla suçlanan gazeteci Uğur Dündar, o dönem kumarın zararları ve toplum üzerindeki olumsuz etkilerini anlatan onlarca gazete haberi yaptı.  1996 yılında iktidara gelen Necmettin Erbakan’ın ‘’ Ben haram parayı halkıma hizmet olarak sunamam’’ sözleri, kumarhanelerin yasaklanacağının ilk işaretiydi. 1996 yılında Erbakan önderliğinde kumarhanelerin kapatılması yönünde genelge yayınlanmış olsa da, bu genelgenin yasalaşıp kumarhanelerin kapatılması, yine Refah-Yol hükümeti döneminde ama Tansu Çillerin Başbakanlığında gerçekleşmiştir.

AK PARTİ Dönemi ve Türkiye’de Kumar

Günümüzde kumarhaneler resmi olarak yasak olsa da Milli Piyango, Sayısal Loto, At Yarışları, Kazı Kazan ve Spor Bahisleri gibi birçok kumar oyunu devlet eliyle oynatılıyor. Ak Parti iktidara gelmeden önce haftanın belli günlerinde oynanan At Yarışları, haftanın bütün günlerinde ve gecelerinde oynatılmaya başladı. Şuanda bahis oyunları arasında en büyük paya sahip İddaa oyunu, 2004 yılında Ak Parti döneminde Spor Toto Teşkilatı tarafından oynatılmaya başlandı. Ak Parti döneminde kumar, tam olarak 7.5 kart arttı. Milli Piyango İdaresini
özelleştiren Erdoğan yönetimi, bütün bahis ve şans oyunlarının internette oynanmasının da önünü açarak, gençlerin bu oyunlara daha kolay erişimine imkân tanımış oldu. 2018 yılında Yasa Dışı Bahis kanununu ve cezalarını güncelleyen Erdoğan yönetimi, yüksek oran sunan yasa dışı bahis sitelerine ve bu sitelere yönelen insanlara, MASAK ( Mali Suçları Araştırma Kurulu ) aracılığı ile yüksek cezalar keserek, Milli Piyango İdaresi ihalesini alan şirketin haklarını korumayı amaçlıyor.

Devletin sosyal devlet ilkesinden çıkıp, halkını sömüren büyük holdinglerin haklarını korumayı görev edinmesi, tüm Dünyada olduğu gibi Türkiye’nin de şirket devlet politikasını benimsediğini gösteriyor. Ünlü Fransız filozof ve yazar Jean Jacques Rousseau’nun 18.yüzyılda söylediği  ‘’Devlet, zenginlerin bekçiliğini yapan bir örgüttür.’’ sözünün üç yüz yıldır güncelliğini koruması, umarım bizleri biraz düşünmeye sevk eder.

Yazı Kaynakları
Uğur Dündar TRT arşivleri
Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 4
    be_endim
    Beğendim
  • 2
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım

Sansür Dergi Yazarı

Yazarın Profili