Türlerin 6. kitlesel yok oluşu başladı. Maalesef buna insan sebep oldu. Küresel ısınma, ekosistemimizi olduğu kadar uluslararası dengeleri ve barışı da tehdit ediyor. İklim değişikliği, biyolojik çeşitliliğin azalması ve çevresel risklerin artması Dünya için bir endişe kaynağıdır. Gezegenimizin ve canlıların geleceği tehlikede. Bilim adamları bu tehlikeye karşı uyarılarını yoğunlaştırdılar.
Gezegenimizin %70’i su ile kaplı olmasına rağmen içilebilir su oranı bu oranın yalnızca %3’ünü oluşturuyor. İçilebilir temiz suyun büyük bir bölümü ise hızla eriyen kutup buzullarından geliyor. Büyümeye devam eden bir nüfus, su arzusu giderek artan bir tarım sektörü ve patlayan enerji talebi. Bunlar, tüm dünyada su ihtiyacındaki önemli artışı açıklayan başlıca nedenler. Günümüzde 900 milyona yakın kişi temiz su kaynaklarına ulaşmakta güçlük çekiyor. Mevcut 7,5 milyar nüfusa sahip gezegenin 2030’da yaklaşık 8 milyar nüfusu barındırması gerekiyor
ve bilim adamları 2050 için bu rakamı 10 ila 12 milyar arasında öngörüyorlar. Bu, zorunlu olarak su gereksinimlerinde bir artışa neden olacaktır.
2050 yılında dünya nüfusunun yaklaşık 2/3’ünün büyük şehirlerde, özellikle Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerde yaşayacağı, hâlihazırda bu coğrafyada suya erişim kısıtlıyken suya erişimin şu anda olduğundan daha fazla zorlaşacağı tahmin edilmekte. Bununla birlikte, bu demografik büyüme göz önüne alındığında, su ihtiyacı sadece evsel tüketim için önemli ölçüde artmayacak, aynı zamanda diğer dolaylı ihtiyaçlar ve özellikle tarım alanında büyük miktarlarda su kullanımına ihtiyaç doğacak. Tarım en çok su tüketen sektör. Su tüketiminin %30’u sanayi ve evsel kullanım için harcanırken tarım tek başına %70’lik bir su tüketimi ile ön plana çıkıyor. Tarımda bir paradigma değişimi olmaz ise, sektörün su ihtiyacındaki artışın 2050 yılına kadar %90’lara ulaşması bekleniyor.
Yenilenebilir enerji çeşitliliğinin gelişmesiyle birlikte biyoyakıt üretimi artmaya devam ediyor. Ancak bu enerjiyi üretmek için harcanan su miktarı oldukça fazla. Tek bir litre biyoyakıt üretmek için gerekli olan su miktarı 4000 litre. Artan nüfus ve yükselen yaşam standartlarıyla birlikte et ve süt gibi temel gıdalara olan talepte hızla artıyor. 2017 yılında Dünya Su Gününde yayınlanan bir rapora göre, 1 kg kırmızı et için yaklaşık 15 bin 450 litre su harcanıyor. Bu miktar, bir insanın 14 yıllık içme suyuna denk geliyor.
Bu durum, su fakiri ülkeler için gerçek bir jeopolitik sorun haline geliyor. Eski çağlarda tarım alanları, dinler ve son olarak yeraltı kaynakları için savaşan insanın, yavaş yavaş mavi altına dönüşen su için savaşması kaçınılmaz görünüyor.
Gezegenimizin ihtiyaç duyduğu çözüm ekolojik dönüşümle mümkün. Ülkeler acil olarak büyük bir ekolojik planlama yapmak zorundalar. Bu tehlikeye etkili bir yanıt verebilmek için ekonomik ve sosyal modellerimizi baştan aşağıya yeniden şekillendirmemiz gerekiyor. Yüzyılımızın başlıca çevresel sorunlarına etkili ve kalıcı bir çözüm bulmak için üretme, tüketme ve birlikte yaşama biçimlerimizi hızla yeniden yapılandırmalıyız ve bunları bugün yapmaya başlamalıyız. Yoksa Dünya için çok geç olabilir.
